20 Eylül 2010 Pazartesi

Samed Vurgun

ODTÜlü Dostlar
Eylül buluşmamız bayram izinleri nedeniyle sayımız az olduğu için misafirlik tadındaydı. Samimi bir sohbet ortamı, demleme çay, kahve ve ikramlar. Hatta gitmek için ayağa kalktığımızda yeniden başlayan muhabbet.
(Fotoğraflar 19.09.2010 Başlığında)

Ama en çok aklımızda kalacak olan Farzali arkadaşımızın Azerbaycan Şairi Samed Vurgun hakkında yaptığı tanıtımdı. Sunuşu teknik aksaklıktan dolayı eksik kalsa da, Fonda Azerbaycan'ın en güzel manzaralarının aktığı şiir videoları mükemmeldi.

Samed Vurgun

21 Mart 1906-27 Mayıs 1956. Kazak bölgesindeki Salihli kentinde doğdu. Asıl adı Samed Yusufoğlu Vekilov’dur. İlköğrenimini doğduğu kentte tamamladı.

Tanınmış şairler, eğitimciler, askerler, hekimler çıkarmış Vekilağalılar soyundan gelen Samed Vurgun 6 yaşlarındayken annesinin ölmesi üzerine ninesinin yanında büyüdü.

1918’de Kazak’ta kurulan iyi bir okulda eğitimini sürdürdü. Bu dönemde Puşkin, Lermontov gibi Rus edebiyatının önde gelen yazarları öğrenme fırsatı buldu. Aynı zamanda Tevfik Fikret, Namık Kemali inceledi.

Yaklaşık 1922’de ilk şiirleri yayınlanmaya başladı. Ancak adını ilk duyurduğu şiiri »Civanlara Hitap« 1925 yılında geniş çevrelere ulaştı. Sonraki yıllarda bölgedeki birçok gazete ve dergide yazıları, şiirleri yeraldı. Bu dönemde »Vurgun« adını kullanmaya başladı.

1929 yılında Moskova Üniversitesi Edebiyat Fakültesine girdi. Özelikle 1930-40 yılları arasında edebiyat çevrelerinde tanınan biri haline geldi. Bu dönemde yazdığı, lirik ve politik şiirlerin yeraldığı »Şairin Andı« ilk kitabı yayınlandı.

1937’den sonra kendi kitapları yanında Rus edebiyatından Arap edebiyatına dek geniş bir alanda çeviriler yapmaya yöneldi. Bu dönemde yazdığı Molla Penah Vakıf’ın yaşamını konu alan »Vakıf« adlı eseri 1941 yılında Stalin adına verilen ödülü aldı. Yine aynı dönemlerde Nizami Gencevinin »Leyla ile Mecnun« adlı eserini Azericeye çevirdi.

Ölümünden kısa bir süre önce «Azerbaycan’ın Halk Şairi« unvanı verildi.

Bakü’de öldü ve orada toprağa verildi.
Seçme Şiirler Kitabı
Samed Vurgun’un düşünceleri, şiirleri, oyunları ve araştırmalarını içeren yaklaşık 50 kitabının yanında yüzlerce makalesi ve onlarca çeviri kitabı yayınlandı. Kaynak: http://www.ozanlar.eu/vurgun.html                                                                              
 Nazim Hikmət:
- Səməd Vurğun poeziyamızın planetidir. Bu planetin günəşi, ulduzları sönməzdir. Səməd Vurğun - qardaş dillərimizin böyük xalq şairi, dillərimiz yaşadıqca əbədi yaşayacaqdır.
(Samad Vurgun is a gigantic planet of our poetry. The sun and the stars are ever shining. Samad Vurgun is prominent national poet. He will live forever as long as our language exists)


ŞAİR, NƏ TEZ QOCALDIN SƏN!

Nemətsə də gözəl şer,
Şair olan qəm də yeyir.
Ömrü keçir bu adətlə,
Uğurlu bir səadətlə.
Görən məni nədir deyir:
Saçlarına düşən bu dən?
Şair, nə tez qocaldın sən!

Dünən mənə öz əlində
Gül gətirən bir gəlin də
Gözlərində min bir sual
Heykəl kimi dayandı lal…
O bəxtəvər gözəlin də
Mən oxudum gözlərindən:
Şair, nə tez qocaldın sən!


HOW EARLY, POET, YOU'VE GROWN OLD

Although endowed with a talent of verse
A poet also knows sorrow s curse.
So life usually goes, I guess,
With frequent failures, and success.
"What's this" - say folk "You're looking worse!
Your hair is frosted with winter's cold-
How early, poet, you've grown old!"

A lovely young lady, yesterday,
Who greeted me with a fine bouquet,
Like a statue stood in great surprise,
A thousand questions in her eyes.
And there I read in her looks anyway,
The thoughts, the words which were not told:
"How early, poet, you've grown old!"

Şiirin devamı ve Şair Hakkında ayrıntılı bilgi için resmi internet sitesi

http://samedvurgun.com/en/index.php

 Müze Evi gezmek isteyenler için adres:
4 Tarlan Aliyarbekov str. Baku, Azerbaijan
tel: (+99412) 493-56-52 

Ev - muzesinin açılışı. 6 Ekim 1975
Şairin Çalışma Odası
Şairin Misafir Odası
Fərhad və Şirin» dramasından bir sahneyi canlandıran vitrajlar.



Rus Dram Tiyatrosunun önünden yüzlerce kez geçmişimdir.
Duvarındaki büst Samed Vurgun'a aitmiş. O sokaktan geçişler daha bir anlam kazandı şimdi.

19.09.2010

ODTÜlü Dostlar
Eylül buluşmamız bayram izinleri nedeniyle sayımız az olduğu için misafirlik tadındaydı. Samimi bir sohbet ortamı, demleme çay, kahve ve ikramlar. Hatta gitmek için ayağa kalktığımızda yeniden başlayan muhabbet. Bir kolonyamız eksikti.